Michigan Üniversitesi ve Carnegie Mellon Üniversitesi’nin çalışmasında, uzaklığın yaklaşık 240 kilometreden de fazla olduğu yolculukları kapsayan uzun mesafe taşımacılığında otomasyonun etkisini değerlendirmek üzere mevcut eğilimler incelendi.
Çalışmada eyaletler arası sürüşün uzun mesafeli kısımları için tanıtılacak otonom sürüş sistemlerinin, ABD’deki 500 bin kadar kişinin istihdamının yerini alabileceği ortaya çıktı.
ABD Ulaştırma İstatistikleri Dairesi, ABD Nüfus Sayım Dairesi ve ABD Ticaret Bakanlığı’nın 2017 verilerini kullanan araştırmacılar, Hawaii dışındaki tüm ABD’de kamyonların farklı şekillerde konumlandırıldığı senaryolara dayanarak hesaplar yaptı.
Humanities and Social Sciences Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışmanın ortak yazarı ve Carnegie Mellon’da mühendislik ve kamu politikası doktora adayı Aniruddh Mohan, “Çalışmamız, sevkiyat verilerine dayanan coğrafi-mekansal analiz ile otomasyonun belirli kapasitelerine dair bariz bir değerlendirmeyi ve bunların zamanla nasıl evrileceğini bir araya getiren ilk çalışma oldu” dedi.
Senaryolardan birinde, insan şoförler sadece seyahatin başlangıç ve sonundaki daha karmaşık banliyö ve şehir kısımlarında kullanılırken, uzun mesafe otoyol kısmındaysa sürücüsüz kamyonlardan yararlanıldı.
Araştırmacılar, çalışma için görüşülen kamyon şoförlerinin çoğunun işlerinin büyük kısmında yerlerini bir robotun alabileceğinde hemfikir olduğunu görünce şaşırdı.
Michigan Üniversitesi’nden yardımcı doçent Parth Vaishnav, “Ulaştığımız sonuçlar, otomasyonun etkilerinin bir anda gerçekleşmeyebileceğine işaret ediyor” dedi.
Temel bulgularımız, bu teknolojinin ekonomik açıdan ne kadar cazip olacağı ve kamyoncular dahil herkesin işin eyaletler arası kısmının otomatikleştirilebileceğinde hemfikir olmasıydı.
Nihayetinde, otomatikleştirilen kamyonculuk kapasitelerinin konumlandırılma şeklinin yanı sıra, uzun mesafe taşımacılığındaki otomasyona doğru her değişimin kazananını ve kaybedenini de toplumsal ve siyasi tercihler belirleyebilir.
