Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal girişiminden sonra Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkeler savunma ve güvenlik alanlarında yeni kararlar almaya başladı. Bu kapsamda AB, kıtanın güvenliği için operasyonel anlamda rehber olacak “Stratejik Pusula” isimli belgeyi onayladı.
Olası savunma ve güvenlik krizlerine karşı hızlı yanıt vermek hedefiyle AB, ilk etapta 5 bin askerden oluşacak ‘hızlı intikal gücü’nün kurulacağını duyurdu.
Avrupa Birliği toplamda 27 üyesiyle dünya siyaseti ve ekonomisinde söz sahibi olsada askeri anlamda ABD ve NATO’ya bağımlı durumda. Yürürlüğe konulan belge ile Birlik, önümüzdeki 8 yıl içinde güvenlik ve savunma politikasını güçlendirme hedefinde.
‘Stratejik Pusula’da ne var?
Belgede öne çıkan en önemli unsur ‘hızlı intikal kuvveti.’ Bu kuvvetin 5 bin askere kadar çıkabilmesi, kara, hava ve deniz birimlerinden oluşması, düzenli tatbikatlar yapması amaçlanıyor.
1 ay içinde tam donanımlı 200 Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası uzmanını görevlendirmeye hazır olmak, askeri hareketliliği geliştirmek, hızlı ve daha esnek bir karar alma sürecini teşvik ederek ve daha fazla mali dayanışma sağlayarak AB’nin sivil ve askeri Ortak Savunma ve Güvenlik Politikası misyonlarını ve operasyonlarını güçlendirmek, ortakları desteklemek için Avrupa Barış Gücü’nden tam olarak yararlanmak gibi ögeleri de içeriyor.
2025’e kadar kurulması hedefleniyor
5 bin kişilik ordu, AB sınırları dışına da gönderilebilecek. Bu kararın 27 üyenin oy birliği ile alınması bekleniyor. Bir grup üye ülke tarafından ‘koalisyonlar şeklinde’ oluşturulabilecek kuvvet, AB’ye yönelik hibrit saldırılar da dahil olmak üzere farklı krizlere yanıt verebilmek için modüler yapıda olacak. 5 bin kişilik özel kuvvetin, 3 yıl içinde kurulmuş olması hedefleniyor.
‘Stratejik Pusula’nın hedefleri neler?
AB’nin Stratejik Pusulası, Birliğin istihbarat analiz kapasitelerini artırmak, çok çeşitli hibrit tehditleri tespit etmek ve bunlara yanıt vermek, siber saldırılara daha iyi hazırlanmak ve yanıt vermek için bir AB Siber Savunma Politikası oluşturmak, Yabancı Bilgi Manipülasyonuna sistematik şekilde müdahale etmek, güvenlik ve savunma için bir AB Uzay Stratejisi geliştirmek, bir deniz güvenliği aktörü olarak AB’nin rolünü güçlendirmek gibi hedefleri içeriyor.
‘Stratejik Pusula’nın ortaklıklar kimler?
Avrupa Birliği, amaçları doğrultusunda NATO, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği ve ASEAN dahil olmak üzere stratejik ortaklarla iş birliğini güçlendirmek istiyor.
Ayrıca ABD, Kanada, Norveç, İngiltere, Japonya gibi aynı düşüncelere sahip ülkelerle iki taraflı özel ortaklıklarını geliştirmeyi de amaçlayan AB, Batı Balkanlar, doğu ve güney komşular, Afrika, Asya ve Latin Amerika’da diyalog ve iş birliğini geliştirmeyi amaçlıyor.
‘Stratejik Pusula’ ve Türkiye
Diğer yandan ‘Stratejik Pusula’da Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikası da eleştirildi. Daha önce doğal gaz arama faaliyetleri sebebiyle Türkiye’ye karşı yaptırım uygulayan AB ülkeleri, uygulamaya koydukları belgede, “Türkiye, Doğu Akdeniz’de güvenliği baltalamak için sınır siyaseti, bilgi manipülasyonu ve kışkırtıcı denizcilik eylemlerinin bir karışımını kullandı” ifadelerine yer verdi.
Türkiye’den AB’ye sert tepki
Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ise bu belgedeki ifadelere sert tepki göstererek, “Bu belgenin AB’yi Doğu Akdeniz’de, çözümlerin değil, sorunların parçası yapacağı ve doğru stratejilere taşımayacağı aşikardır” ifadesi kullanıldı.
Bakanlık yaptığı yazılı açıklamada, belgenin özellikle Türkiye’ye atıfta bulunulan Doğu Akdeniz bölümünün, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin bu denizdeki haklarını yok sayan ve maksimalist deniz yetki alanı iddiaları bulunan iki AB üyesi tarafından AB’ye dikte ettirildiği, bu haliyle uluslararası hukuka, teamüle ve hatta AB’nin kendi müktesebatına aykırı ve gerçeklikten kopuk olduğunun görüldüğü vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
“Bu anlayışla doğru yönü göstermekten şaşarak ‘pusula’ olmaktan çıkan belgeyi ‘stratejik’ olarak görebilmek de güçtür. Bu belgenin AB’yi Doğu Akdeniz’de, çözümlerin değil, sorunların parçası yapacağı ve doğru stratejilere taşımayacağı aşikardır.
Son günlerde yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında, belgenin gerçekleri ve doğruları bu şekilde ıskalamış olması ve tam üyelik adayı olan bir NATO Müttefikini bu denli sığ bir bakışla ele alması AB için bir vizyonsuzluk ve talihsizliktir.”
Avrupa Birliği Konseyi, geçtiğimiz yıl kasım ayında Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğal gaz arama çalışmaları nedeniyle aldığı yaptırım kararını bir yıl daha uzattı. Konseyden yapılan açıklamada halihazırda uygulanan önlemlerin 12 Kasım 2022’ye kadar devam etmesine karar verdiği belirtildi.